Anasayfa

KÜTÜPHANE HAFTASI

8 years ago
1 yorum
Yusuf Sencer Baydak

Atatürk ve Kitap

Atatürk'ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada, Atatürk'le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; O'ndaki okuma alışkanlığının çocuk yaşlarında kazanıldığını da belirler:
Boş zamanlarında Atatürk'ün elinden tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken Devlet Başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar'ın biraz canını sıkmış olmalı ki, Atatürk'e şöyle dediğini duydum:
* Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın?
Atatürk, Vasıf Çınar'ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
* Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım

 

Başlıca Kütüphane Türleri

1) Milli Kütüphaneler:
Bu kütüphaneler, yerli yayınların tümünü, yurt dışında ülke üzerine yazılmış yayınların elden geldiğince toplandığı kütüphanelerdir.
a) Ankara Milli Kütüphanesi 1948 yılında kurulmuştur. 1934 yılında çıkarılmış olan "Derleme Kanunu" ile toplanmış bütün dokümanlar. Milli Kütüphane'ye devredilmiştir. Bugün yüz binlerce ciltlik kitaplar, ayrıca el yazması kitaplar, haritalar, atlaslar, notalar, tablolar, afişler, filmler, bu kütüphanede toplanmıştır.
b) izmir Milli Kütüphanesi; 1912 yılında kurulmuş, yeni binasında hizmet veriyor.
c) Beyazıt Devlet Kütüphanesi; 1882 de dönemin Milli Eğitim Bakanlığı eliyle kurulan bir kütüphanedir. Çok değerli kitaplara sahiptir.
d) Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi; daha çok Büyük Millet Meclisi üyelerinin yararlandığı bir kütüphanedir. Osmanlı dönemindeki basılı dokümanlar bu kütüphaneye aktarılmıştır.

2) Üniversite Kütüphaneleri:
Ülkemizde en eski üniversite kütüphanelerinden birisi, 1934'te yasal statüye kavuşturulmuş olan istanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'dir. Bundan başka eski ve zengin kitaplığa sahip Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi gelmektedir. Bu gün sayısı yetmişe varan üniversitelerimizin hepsinde kütüphane vardır. Bi çokları zengin kitaplıklarıyla öğrencilerine hizmet veriyorlar

3) Halk Kütüphaneleri:
Bu kütüphanelerin çoğunluğu Kültür Bakanlığı emri altında çalışmaktadır. Her meslekten okuyucuya hizmet verirler, yurt düzeyinde sayıları yüzün üzerindedir. Her kütüphanede olduğu gibi bu kütüphaneler de, halkımızın okuması, bilgilenmesi için uğraşıyorlar.

4) Okul Kütüphaneleri:
Okullarda çalışan öğretmenlerin ve okuyan öğrencilerin her türlü gereksinimine açık olan kütüphanelerdir. Bu kütüphaneleri görevli öğretmenin sorumluluğunda öğrenciler yönetirler.

5) Özel Konulu Kütüphaneler:
Bu kütüphaneler, özel konuları içeren kitap ve dökümanların biriktirildiği kütüphanelerdir. Bu kütüphanelerden belirli meslek sahipleri ve endüstri kuruluşları yararlanırlar.
Bunların dışında evlerde oluşturulan kitaplıklar gelir ki, onlardan ancak sahibi ile ev halkı yararlanır. Bu tür kitaplıklar genelde ya halk kütüphanelerine ya da üniversite kütüphanelerine bağışlanırlar.

 

Kitaplık ve Kitap

Her yıl, Mart ayında Kütüphane Haftası kutlanmaktadır. Nasıl ki ağıl denilince koyunlar, garaj denilince arabalar, eczane denilince ilaçlar akla geliyorsa; kitaplık denilince de kitaplar akla gelmektedir. Kitapların önemi, kitaplara verilen değerle ölçülür.

Evrendeki tüm canlılar gibi insanların da besine, suya ve havaya gereksinmesi vardır. Ancak bunlar fiziksel yaşamın gereksinmeleridir. Oysa insanları, hayvanlardan ayırt eden en önemli öğe, düşüncedir. İnsanlar düşünürler, düşündüklerini yorumlar, değerlendirir ve eyleme geçirirler. Düşünsel savaşım sonucu elde edilen bilgileri, deney, beceri ve sanatlarını gelecek kuşaklara aktarmak isterler. Bu çabanın sonucu olarak yazıyı icat etmişler, geliştirerek matbaayı ve kağıdı bulmuşlar. Dağınık ve kayıp olabilecek bu bilgileri, deneyleri, beceri ve sanatlarını kitap haline getirerek insanlığın hizmetine sunmuşlar. İnsanlık tarihini, uygarlığını, toplumsal yaşamını, savaşımını, sanatlarını bu yapıtlardan öğreniyoruz. Böylece insan yaşamının gereksinmesi olan ekmek, su ve havaya, kitaplardaki düşünce eklenerek sloganlaşmıştır.
İnsan toplumu, düşünceden uzak insanlar için "Gelişmemiş bir hayvan. Et kafalının biri. Ot gibi adam." gibi aşağılayıcı deyimler kullanmışlardır. Görülüyor ki insanları hayvanlardan ayırt eden tek öğe, düşüncedir. İnsan toplumunun var oluşundan günümüze değin, düşüncenin özgür olmasını isteyenlerle istemeyenler arasındaki çelişki sürekli artmakta. Toplum üzerindeki egemenliklerini sürdürerek çıkar sağlamaya çalışanlar, sürekli baskıdan yana olmuşlardır. Ve "Toplumumuz bu özgürlükleri, düşünceleri kaldıracak düzeyde değildir. Bu kitaplar zihinleri bozuyor, gençlerimizi huzursuz ediyor..." diyerek kitapları suçlu göstermeye, toplumsal huzursuzluğun gerçek nedenlerini gözardı etmeye çalışırlar.

Bir bilgin: "İnsan düşündüğü gibi yaşamaz. Yaşadığı gibi düşünür. Düşünceye etki yapan, ona kaynaklık eden, hiç kuşkusuz içinde bulunduğu, yaşadığı koşullardır. Fakat düşüncenin de karşılıklı olarak bu koşullara etki yapıp onu oluşturduğu bir gerçektir. O halde biz, 'Mademki bu kitabı okuyor, okuyanın niyeti bu kitaptaki düşünceleri uygulamaktır.' diyemeyiz. Bu, ilkel bir yargı olur. Bir düşünce kafaya yansıdığı gibi uygulanamaz. Bu nedenle düşünce ve düşüncenin ürün olan kitaplar yasaklanamaz, yakılamaz, toplatılamaz. Ama onlar gereğince eleştirilir. İşe yaramazlığı kanıtlanır ve böylece de fonksiyonu biten her nesne gibi onun da ölümü kendiliğinden olur..." demektedir.

Kitaplar, toplumların düşünsel güneşidir. İnsanın zekasını ve bilgisini geliştirir, deneylerini artırır, hatalarını düzeltir. Bilinçli insan, bilimsel araştırmaya, incelemeye, üretmeye, yönetmeye, olayları sağlıklı sonuca bağlamaya yöneltir. Bilinçli insanların oluşturduğu toplumlarda, demokrasi, hukuk, ahlak ve sosyal adalet ilkeleri gerçek kurallarıyla işler. Karşılıklı saygı ve güven pekişerek artar.

Bu nedenle kitap, uygarlığın simgesi, demokrasinin somut kanıtı, karanlığın amansız düşmanıdır. Kitaplar bu amaçla değerlendirildiğinde, kitaplığın önemi artar. Aksi halde kitaplıklar, kitaptan mezarlığına ve düşüncenin tutsakevine dönüşür.Ancak kitapları severek, okuyarak, okutarak çağdaş insan olabiliriz...

 

Kütüphanede Uyulması Gereken Kurallar

1. Kütüphaneye ayakkabılar paspasa silinerek girilmelidir. 
2. Palto, pardösü, manto v. b. vestiyere bırakılmalıdır. 
3. Kimlik, ilgili memura istemeden teslim edilmelidir. 
4. Kütüphaneden alınacak kitabın nasıl aranacağı bilinmiyorsa ilgili memurlardan sorulmalıdır. Açıklamaları, dikkatle dinlemelidir. 
5. İstenen kitap için fış doldurulmalıdır. 
6. Yerimize oturup kitabın gelmesi beklenmelidir. 
7. Okuma salonunda kimse rahatsız edilmemelidir. 
8. Kitap sayfaları sessiz çevrilmelidir. 
9. Kütüphane salonunda sessiz yürünmelidir. 
10. Kitapların kapağı, sayfaları çizilmemeli, yırtılmamalıdır. 
11. Kütüphanenin okuma salonunda hiçbir şekilde sigara içilmemeli­dir, sakız çiğnenmemelidir.

 

 

Yorum Yazın

Kitapi üyesi iseniz lütfen giriş yaparak yorum bırakın. Giriş Yap
 
 
 
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Email adresiniz görüntülenmeyecektir. Yorumlardan yazarı sorumludur.

MEHMET DERE M.G.

12 Apr 2016

09:19

Bu yazınla insanlara kütüphaneyi daha çak sevdirebilirsin.


Kodventure Teknoloji A.Ş. hizmetidir.