Anasayfa

MELEK KOKULU ANNELER

7 years ago
4 yorum
İlayda Şan

Çok küçüktüm o zamanlar 5 yaşında falandım herhalde. Ekmek almaya markete gitmiştik kim bilir kaç kuruş vardı yanımızda. Markete girdiğimde ilk gözüme çarpan reyon çikolata reyonuydu . Anneme çok ısrar etmiştim :

“ Anne ne olur şundan da alalım.” 

Annem :

“Olmaz oğlum baban alır sana yanımda o kadar para yok .”  Farkında olmadan biraz sesimi yükseltmişim:

“ Hayır! Ben o adamın parasını istemiyorum.” Annem kaşlarını çatarak :

 “  Burak! Olur mu öyle şey o senin baban.” Babam falan değildi işte . Annemi her gün döven biri benim babam olamazdı .  Her gün annemi döverdi yanımda . Çok ağlardım “ Baba yapma!Baba dur! Baba anneme dokunma” . Ama dinlemezdi beni. Hep vururdu anneme . Sebepsiz. Marketten çıktığımızda suratım asıktı tabi. Annemin de öyleydi. Ama parası yoktu kadıncağızın. Baban alır dedi ya almaz işte parası yoktu.

 Eve girdiğimde -bayağı üşümüş olmalıyım ki- ellerim buz gibiydi. Eldiven taktığım halde nasıl olabilirdi ki bu .?  Eldiveni elime aldım ve çevirmeye başladım . Dikiş yerleri sökülmüş. Eldiveni avucuma sıkıştırıp annemin yanına mutfağa koştum. Annem akşam yemeğini hazırlıyordu . Çabucak yapıyordu işini . Babam geldiği zaman yemek hazır olmazsa annemi döverdi çünkü . Anneme eldivenimin yırtık tarafını gösterip:

“ Anne eldivenim yırtılmış” dedim.  Annem biraz soluk sesle:

“ Tamam oğlum sorun değil , dikerim hemen “ dedi. Annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurup odaya kaçtım. Çantamdan boyamalarımı çıkartıp renk renk boyamaya başladım. Ta ki kapı çalana kadar. Gelmişti işte babam . Niye bu kadar geç geliyor anlayamadım . Annem kapıyı açtı ve :

“ Hoş geldin Hasan” dedi . Anne niye hoş geldin diyorsun hoş gelmedi o adam! Babam çok sinirli olmalıydı . Annemi iteleyerek :

“ Çekil şuradan be kadın bugün sinirlerim tepemde.”

“Sanki sinirlerinin tepende olmadığı bir gün var da” dedim sessizce ya da öyle zannettim . Babamın  duyacağı seste söylemişim . Babam bana bakarak :

“ Bir şey mi dedin tokmak kafa.”  Evet ama söyleyemezdim . Dişlerimi sıkarak “ Hoş geldin baba hoş geldin” dedim. Babam:

“ Tamam hadi git odana yemek olana kadarda çıkma” . Al işte başlamıştı. Kim bilir ne yapacaktı anneme gene .

 Odama gidip yatağıma uzandım. Bir yarım saat falan oldu herhalde . Silah sesiyle uyandım . Hemen terliklerimi giyip sessizce mutfağa koştum . Annem yerde yatıyordu.

“ Anne , anne ne oldu . Kalksana anne!”. Babama döndüm o da anneme bakıyordu . Babamın koluna yapışıp :

“ Ne oldu anneme? Söyle ne yaptın ona?. Babam beni iteleyip :

“ Yeter be! Bırak kolumu yoksa sana da sıra gelir”. Dedi ve belindeki en az 10 yıllık kemeri çıkartıp sallamaya başladı . Ben hemen kaçıp karşı komşumuz Semra Teyze’ye (aile dostumuz) koştum . Kapıyı nasıl çaldım bilmiyorum. Kapıyı açıp :

“ Burak , oğlum! Hayırdır ne oldu sana böyle” dedi.  Nasıl söyleyecektim ona babam katil oldu diye.

“Semra teyze annem yerde yatıyor. Babam annemi vurdu . Yardım et Semra Teyze!”. Semra Teyze bana bakıp :

“ Oğul sen  içeri gir Eren abinin yanında dur” dedi ve oğlu Eren Abi’yi yanına çağırdı.

“Eren ben hemen Fatma teyzenlere çıkıp geliyorum . Burak yanında kalsın” dedi ve  merdivenleri üçer beşer çıkmaya başladı. Eren abi kapıyı kapatıp benim göz yaşlarımı silmeye başladı.

“ Ne oldu Burak neden ağlıyorsun.”

“ Eren Abi, babam annemi vurdu!” . Eren Abi durur mu? Hemen mutfağa gidip eline ilk geçen bıçağı aldı ve bizim eve koştu. Ben de arkasından tabiî ki. Evin kapısı sonuna kadar açıktı . Semra teyze elindeki sopayla babama vurmuş ve hemen ambulansı aramıştı. Annemin yanına koştum, çok kan kaybetmişti . Semra Teyze :

“ Aman Allah’ım . Sen yardım et” dedi. Ben ne yapacağımı bilemedim ve pencereye koştum . Ambulansın sesini daha mahalleye girmeden duydum ve hemen binanın önüne indim. Görevliler ambulansı binanın önüne çekti. Arabadan inen iki hemşire arabanın arkasından sedye çıkartıp binaya girdiler. Yerde yatan annemi kaldırıp sedyeye taşıdılar ve hastaneye götürdüler. Biz de Eren abinin arabasıyla hastaneye gittik. Annemi hemen ameliyata aldılar. Annem içerde ben dışarıda. Durmadan ağlıyordum. Semra Teyze:

Burak , oğlum! Ağlama annen nelerden geçti . Bundan da geçer inşallah.” Allah’ım nasıl bir gündü bugün . O kadar ağlamışım ki, uyuyakalmışım. Gözlerimi açtığımda Semra Teyzenin kucağındaydım . Sırf ben uyanmayayım diye kıpırdamamış kadın . Annemi ameliyattan çıkarmışlar . Odaya koymuşlar.Semra Teyze beni kucağından indirip doktorun yanına koştu:

“Doktor Bey! Fatma nasıl iyimi? Ne olursunuz iyi olduğunu söyleyin.”

“Henüz bunu söylemek için erken uyanmasını bekleyeceğiz. Uyanmazsa…”

“ Uyanmazsa ne?”

“ Kendinizi her şeye hazırlamanız lazım . Üzgünüm.”

Semra Teyze en yakınındaki sandalyeye oturdu. Ellerini başına koydu ve:

Allah’ım sen büyüksün. Sen Burak’ı anasız bırakma ya Rabbim” dedi.

Annemin olduğu odaya koştum. Pencereye yapıştım. Ağlamaya başladım. Eren Abi bana sarıldı ve annemin iyi olacağını söyledi.

Birkaç gün olmuştu. Annem hala uyanmıyordu. Ben ağlamaktan pert olmuştum . Tam umudumu kesmiştim ki annem elini oynattı. Semra Teyzeye koştum:

“ Semra Teyze annem elini oynattı.” Semra Teyze hemen doktora koştu ve olanları söyledi . Doktor annemin yanına gitti. Annemi kontrol etti. Yaklaşık 10 dakika sonra yanımıza gelip:

“ Şükürler olsun ki hastamız kurtuldu.” Ben :

“Annemin yanına girebilirmiyiz doktor amca” dedim. Doktor:

“ Gir tabi ama fazla yorma” dedi. Hemen annemin yanına girdim ve ellerini sıkı sıkı tuttum. Ellerimi sıkmıştı bunu hissettim.Birkaç dakika sonra annem gözlerini açtı. İlk sözü biraz yarım yamalakta olsa:

“ O adam cezasını çekecek değil mi? Annemin ellerini sıkarak:

“ Evet anne. Sen merak etme o adamı kendi ellerimle öldüreceğim”. Annem hafif gülümseyerek:

“ Tabi ki, benim oğlum onu hemen öldürür.” Dalga geçtiğini biliyordum ama yapacaktım . Birden kapı çalındı ve içeri polisler girdi annem hemen yazmasını bağlayarak:

“Buyurun Memur Bey” dedi. Polisler:

“Fatma Hanım hemen ifadenizi almamız gerek”.

“Tabi ki alabilirsiniz”.

“Başka olay tanıkları var mı?”.

“Oğlum var Burak ama onunki geçerli olur mu bilmem”. Anneme döndüm :

“Niye olmasın ki anne olay tanığı değil miyim ben de”.

“Öylesin oğlum ama sen daha küçüksün”. Küçük değilim  ben, bugün büyüdüm…

Polisler babamın -o şerefsiz adamın-  serbest kalmayacağını söyledi. İçim rahatladı.

3 gün sonra Eren Abi hastane masraflarını karşıladı. Annemin artık taburcu olma günü gelmişti. Annemi alıp hemen eve gittik. Bugüne kadar hep annem bana bakmıştı. Şimdi sıra ben de. Artık onu asla üzmeyeceğim…

 

Evet bu benim hikayem. Burak’ın annesi kurtuldu ama kurtulamayan , her gün kocasından şiddet gören o kadar masum anneler var ki… Benim devletten tek ricam kadınlara şiddet görülmeyeceğini söyleyen bir yasa, çok şey değil…

 

Yorum Yazın

Kitapi üyesi iseniz lütfen giriş yaparak yorum bırakın. Giriş Yap
 
 
 
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Email adresiniz görüntülenmeyecektir. Yorumlardan yazarı sorumludur.

Nazlı Aydın

09 Jun 2016

22:21

Cahil erkek kadına el kaldırır. Delikanlı adam şiddet uygulamaz. İlayda çok güzel yazmışsın. İşte bazı erkekler bundan ibaret... İnşallah bu yazının devamı gelir. Mükemmelsin İlayda.

İlayda Şan

10 Jun 2016

09:39

Hasanağa Şehit Piyade Er Kadir Çavuşoğlu Kütüphanesi

Güzel yorumların için teşekkür ederim. İnşallah bunu okuyan herkes bundan ders alabilir.

Efe Bahri Biyke

15 Jun 2016

03:54

Hasanağa Şehit Piyade Er Kadir Çavuşoğlu Kütüphanesi

Çok güzel bir yazı olmuş İlayda Abla. İnşallah liseye gidince böyle yazmaya devam edersin. Bizden birilerinin yazılarını böyle internette okumak güzel.Tebrikler..

İlayda Şan

15 Jun 2016

05:21

Hasanağa Şehit Piyade Er Kadir Çavuşoğlu Kütüphanesi

Teşekkür ederim. Hem merak etmeyin lisede de yazmaya devam edeceğim. Yeni yazılar yolda ;)


Kodventure Teknoloji A.Ş. hizmetidir.